Almanya’dan kritik ‘F-35 sonucu’ İkinci Dünya Savaşı’nı başlatan ve Mihver İttifakı’nın ana gücü olan Almanya’nın orduları, savaşta uğradığı ağır yenilgi daha sonrası imzalanan muahedeler gereği ordusuna verilen harcamaları kısmış ve güvenliğini sağlayacak tedbirler haricinde orduya yatırım yapmamıştı. Soğuk Savaş’ta NATO’ya giren ülke, bu vakitte mevcut ordusunu teknolojik açıdan yenilese de, ülkenin kuvvetleri Fransa, İngiltere ve Türkiye üzere ittifak ordularının yanında pek mütevazı kalmıştı.
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, Avrupa ülkelerini huzursuz ettiği üzere Almanya’nın da güvenlik siyasetinde kıymetli bir kırılmaya yol açtı ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ordunun (Bundeswehr) modernizasyonu ve güçlendirilmesi için 100 milyar euroluk mali kaynak ayrılacağını ve savunma harcamalarının artırılacağını duyurmuştu. Alman ordusu artık de F-35 savaş uçakları almaya karar verdi.
TORNADO’LARIN YERİNİ ALACAK
Alman Haber Ajansının (DPA) haberine nazaran, Alman ordusu 100 milyar euroluk yeni modernizasyon programı kapsamında hava kuvvetlerini F-35 savaş uçaklarıyla donatmak istiyor.
Üretici Lockheed Martin’den alınacak yeni F-35 savaş uçakları, 1980’den beri Alman Hava Kuvvetlerinde kullanılan ve ABD nükleer bombalarını taşıyabilen tek Alman jeti olan Tornado savaş uçaklarının yerini alacak.
Dünyanın en çağdaş savaş uçağı olarak sunulan F-35’lerden Almanya’nın en çok 35 adet alması planlanıyor.
F-18 ALINMASI DA PLANLANIYORDU
Bakımı ve tamiri için zorlukların yaşandığı Tornado jetleri elektronik hava muharebesi, düşman hava savunma durumlarını bozmak, bastırmak ve saldırmak için de kullanılıyordu.
Almanya Savunma Bakanlığının evvelki planları içinde, nükleer silahlarla kullanım için çabucak hemen onaylanmayan ABD F-18 uçağının satın alınması da yer alıyordu.
Lakin Almanya’nın F-35 sonucunın Fransa ile ortak gerçekleştirilen Gelecek Kuşak Hava Muhabere Sistemi (FCAS) projesini düşünceye sokabileceği belirtiliyor.
“EN ÖNEMLİ SINAV”
Almanya ve Fransa tarafınca yürütülen, Avrupa’nın en kıymetli savunma projelerinden biri olarak gösterilen FCAS’nin hem de Avrupa ülkelerinin ortak savunma geliştirme kapasitesinin önündeki en önemli imtihanlardan biri olduğu yorumları yapılıyor.
Global gayrette temel aktör olmayı başaramayan Avrupa’nın savunmada ABD’ye bağımlı kalması ve kilit teknolojik gelişmelerde ABD-Çin merkezli şirketlerle rekabet edememesi Avrupa kamuoyunda uzun müddettir tartışılıyor.
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, Avrupa ülkelerini huzursuz ettiği üzere Almanya’nın da güvenlik siyasetinde kıymetli bir kırılmaya yol açtı ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ordunun (Bundeswehr) modernizasyonu ve güçlendirilmesi için 100 milyar euroluk mali kaynak ayrılacağını ve savunma harcamalarının artırılacağını duyurmuştu. Alman ordusu artık de F-35 savaş uçakları almaya karar verdi.
TORNADO’LARIN YERİNİ ALACAK
Alman Haber Ajansının (DPA) haberine nazaran, Alman ordusu 100 milyar euroluk yeni modernizasyon programı kapsamında hava kuvvetlerini F-35 savaş uçaklarıyla donatmak istiyor.
Üretici Lockheed Martin’den alınacak yeni F-35 savaş uçakları, 1980’den beri Alman Hava Kuvvetlerinde kullanılan ve ABD nükleer bombalarını taşıyabilen tek Alman jeti olan Tornado savaş uçaklarının yerini alacak.
Dünyanın en çağdaş savaş uçağı olarak sunulan F-35’lerden Almanya’nın en çok 35 adet alması planlanıyor.
F-18 ALINMASI DA PLANLANIYORDU
Bakımı ve tamiri için zorlukların yaşandığı Tornado jetleri elektronik hava muharebesi, düşman hava savunma durumlarını bozmak, bastırmak ve saldırmak için de kullanılıyordu.
Almanya Savunma Bakanlığının evvelki planları içinde, nükleer silahlarla kullanım için çabucak hemen onaylanmayan ABD F-18 uçağının satın alınması da yer alıyordu.
Lakin Almanya’nın F-35 sonucunın Fransa ile ortak gerçekleştirilen Gelecek Kuşak Hava Muhabere Sistemi (FCAS) projesini düşünceye sokabileceği belirtiliyor.
“EN ÖNEMLİ SINAV”
Almanya ve Fransa tarafınca yürütülen, Avrupa’nın en kıymetli savunma projelerinden biri olarak gösterilen FCAS’nin hem de Avrupa ülkelerinin ortak savunma geliştirme kapasitesinin önündeki en önemli imtihanlardan biri olduğu yorumları yapılıyor.
Global gayrette temel aktör olmayı başaramayan Avrupa’nın savunmada ABD’ye bağımlı kalması ve kilit teknolojik gelişmelerde ABD-Çin merkezli şirketlerle rekabet edememesi Avrupa kamuoyunda uzun müddettir tartışılıyor.