Yenilmez
Active member
Günaydın sevgili okuyucu,
Süt söz konusu olduğunda artık gerçek bir inanç savaşı yaşanıyor. Bazıları için sadece tam yağlı süt vardır. Öte yandan UHT süt kesinlikle yasaktır. Ya da “gerçek” süt olması gerekir mi? Sonra tartışmalar gerçekten başlar: soya, yulaf, pirinç, hepsi şekerli veya şekersiz – ve bezelye versiyonunu hiç denediniz mi?
ABD'den gelen bir rapor, süt karşıtlarının haklı olduğunu gösteriyor olabilir. İneklerin memelerinde ve ayrıca sütte bir virüs tespit edildi. Virüsün adı H5N1, aynı zamanda kuş gribinin nedeni olarak da bilinir.
Göm
Virüs, isminden de anlaşılacağı üzere daha önce sığırlar arasında yaygın değildi. Ancak son dönemde hayvanlarda da onlarca vaka bildirildi ve ABD sağlık otoritesi CDC'ye göre sığırlara ek olarak dört kişi de kuş gribine yakalandı.
Bunu duyduğumda hemen kafamda bir film oynamaya başladı. Önce diğer hayvanlar enfekte olur, sonra insanlar. Bir noktada Avrupa'da ilk vakalar ortaya çıkar, sınırlar kapatılır, dezenfektanlar ve tuvalet kağıdı kıtlaşır, sokaklar boşalır ve hastaneler dolar. Karanlık aylar gelir ve yine bir aşı beklenir.
Essen'deki yoğun bakım ünitesi: Korona salgını sırasında birçok hastane tam kapasitedeydi. (Arşiv fotoğrafı) (Kaynak: Lars Heidrich/imago-images-bilder)
Bu noktada sizi rahatlatabilirim. ABD'deki sığır çiftliklerinin Wuhan'daki hayvan pazarından sonra küresel bir salgının bir sonraki üreme alanı olma olasılığı şu anda düşük. H5N1 virüsünün insandan insana bulaştığına dair bir rapor henüz yok. Sığırlar ve çiğ sütleri ABD'den Avrupa'ya ithal edilmiyor. Virüsler daha kapsamlı bir şekilde araştırıldığı için aşılar acil durumlarda koronaya karşı olduğundan çok daha hızlı üretilebilir. Yine de, bu yeni kuş gribi vakaları düşünmemiz için bize duraklamamız gerektiğini gösteriyor.
Çünkü bize aynı zamanda korona salgınının zor yıllarıyla -çoğu kişisel olarak değil ama her şeyden önce toplumsal ve siyasal olarak- hâlâ yüzleşemediğimizi hatırlatıyorlar. Gelecekte benzer felaketlerle daha iyi başa çıkabilmek ve geçmişten ders çıkarabilmek için bu mutlaka gereklidir.
Koronavirüsün hepimizin hayatını değiştirmesinin üzerinden çok da uzun zaman geçmedi. Ocak 2020'de Bavyera'daki Webasto şirketinde ilk Alman vakası bildirilirken, Almanya'daki son korona kısıtlamaları 7 Nisan 2023'te kaldırıldı. Bu zor zamanların sonu aslında sadece 15 ay önceydi.
Wuhan'da korona testi: Koronavirüsün kökeninin Çin şehrinde olduğu söyleniyor. (Kaynak: imago-images-bilder)
Bu tarihi okuduğumda ben de biraz şok oldum. Benim için pandemi uzun zaman önce bitmiş gibi hissettirdi. O zamandan beri erteledim. O üç yıl geriye dönüp bakmayı bile düşünemeyecek kadar sıkıcı ve depresif hissettiriyor. O pandemi yıllarına dair anılarım da garip bir şekilde parçalı, belki de o dönemde hatırlamak istediğim çok az şey olduğu için.
Eğer siz de Korona dönemini düşünmekten çekiniyorsanız, sizi anlıyorum. Ancak bu dönemde çok kapsamlı ve çok zor kararlar almak zorunda kalan siyasetçiler için durum o kadar da kolay değil.
Hataların yapıldığına şüphe yok. O dönemde harekete geçenler bunu çoktan kabul ettiler, ancak bazıları oldukça temkinliydi: Sağlık Bakanı Karl Lauterbach “Spiegel”e çocuklara yönelik önlemlerin çok katı olduğunu ve kuralların çok geç kaldırıldığını itiraf etti. Selefinin Jens Spahn o zamanki İçişleri Bakanı bugün artık oyun alanlarını kapatmayacaklarını söyledi Horst Seehofer artık sokağa çıkma yasağı koymayın. Eski Şansölye Ofisi Bakanı Helge Braun Aşıların etkinliğini başlangıçta abarttıklarını söyledi.
Karl Lauterbach (SPD): Sağlık bakanı korona salgınında hatalar yaptığını kabul etti. (Kaynak: Christian Spicker/imago-images-bilder)
Diğer ülkeler çok daha ileride. İsveç'te bir komisyon, pandemi sırasında alınan önlemleri değerlendiren birkaç rapor sundu ve bunların sonuncusu Şubat 2022'de yayınlandı. Büyük Britanya'da, dönemin Başbakanı tarafından bir soruşturma komisyonu toplandı Boris Johnson Açıklamak zorunda kaldım.
Ancak Almanya'da sistematik bir incelemenin tam olarak nasıl olması gerektiği konusunda hâlâ bir mücadele var. Şansölye Olaf Scholz (SPD) yakın zamanda ARD yaz röportajında, birçok ortalama Alman'dan oluşan bir vatandaş konseyini desteklediğini söyledi. Öte yandan koalisyon ortakları FDP ve Yeşiller, böyle bir vatandaş konseyini tamamlayacak bir soruşturma komisyonundan bahsediyorlar: Milletvekilleri ve uzmanlar da orada görüşlerini bildirecekler.
Böyle bir soruşturma ne kadar somut görünürse görünsün, artık başlamasının zamanı geldi. Bu, o dönemde alınan ve temel hakları da kısıtlayan kapsamlı kararlar nedeniyle gereklidir. Ayrıca, böyle bir analiz, önlemler hakkında daha nesnel bir tartışmaya da yol açacaktır.
Sonuçta, bir sonraki salgının ne zaman bizi vuracağını kimse bilmiyor; bilim, er ya da geç bizi vuracağı konusunda hemfikir. Şu ana kadar bildiğimiz her şeye dayanarak, muhtemelen bir kuş gribi salgını olmayacak. Ancak yaklaşana hazırlıklı olmalıyız.
Annalena Baerbock: Dışişleri Bakanı, Yeşiller'in şansölye adaylığından vazgeçiyor. (Kaynak: Hannes P. Albert/dpa)
Washington'daki gün o ana kadar yeterince olaylı geçmişti zaten. Önce Ukrayna'ya F-16 savaş uçaklarının teslimatının başladığı duyuruldu. Daha sonra NATO zirvesinin nihai bildirisinde Ukrayna'nın ittifaka üyelik yolunun “geri döndürülemez” olduğu konusunda mutabakata varıldığı söylendi. Daha sonra Almanya'ya yeni ABD silah sistemlerinin konuşlandırılması planlandı: Bunlara 2.500 kilometreye kadar menzile sahip Tomahawk seyir füzeleri ve yeni hipersonik silahlar dahildi ve ittifak ayrıca Ukrayna için 40 milyar avroluk yeni askeri yardıma karar verdi.
Süt söz konusu olduğunda artık gerçek bir inanç savaşı yaşanıyor. Bazıları için sadece tam yağlı süt vardır. Öte yandan UHT süt kesinlikle yasaktır. Ya da “gerçek” süt olması gerekir mi? Sonra tartışmalar gerçekten başlar: soya, yulaf, pirinç, hepsi şekerli veya şekersiz – ve bezelye versiyonunu hiç denediniz mi?
ABD'den gelen bir rapor, süt karşıtlarının haklı olduğunu gösteriyor olabilir. İneklerin memelerinde ve ayrıca sütte bir virüs tespit edildi. Virüsün adı H5N1, aynı zamanda kuş gribinin nedeni olarak da bilinir.
Göm
Virüs, isminden de anlaşılacağı üzere daha önce sığırlar arasında yaygın değildi. Ancak son dönemde hayvanlarda da onlarca vaka bildirildi ve ABD sağlık otoritesi CDC'ye göre sığırlara ek olarak dört kişi de kuş gribine yakalandı.
Bunu duyduğumda hemen kafamda bir film oynamaya başladı. Önce diğer hayvanlar enfekte olur, sonra insanlar. Bir noktada Avrupa'da ilk vakalar ortaya çıkar, sınırlar kapatılır, dezenfektanlar ve tuvalet kağıdı kıtlaşır, sokaklar boşalır ve hastaneler dolar. Karanlık aylar gelir ve yine bir aşı beklenir.
Essen'deki yoğun bakım ünitesi: Korona salgını sırasında birçok hastane tam kapasitedeydi. (Arşiv fotoğrafı) (Kaynak: Lars Heidrich/imago-images-bilder)
Bu noktada sizi rahatlatabilirim. ABD'deki sığır çiftliklerinin Wuhan'daki hayvan pazarından sonra küresel bir salgının bir sonraki üreme alanı olma olasılığı şu anda düşük. H5N1 virüsünün insandan insana bulaştığına dair bir rapor henüz yok. Sığırlar ve çiğ sütleri ABD'den Avrupa'ya ithal edilmiyor. Virüsler daha kapsamlı bir şekilde araştırıldığı için aşılar acil durumlarda koronaya karşı olduğundan çok daha hızlı üretilebilir. Yine de, bu yeni kuş gribi vakaları düşünmemiz için bize duraklamamız gerektiğini gösteriyor.
Çünkü bize aynı zamanda korona salgınının zor yıllarıyla -çoğu kişisel olarak değil ama her şeyden önce toplumsal ve siyasal olarak- hâlâ yüzleşemediğimizi hatırlatıyorlar. Gelecekte benzer felaketlerle daha iyi başa çıkabilmek ve geçmişten ders çıkarabilmek için bu mutlaka gereklidir.
Koronavirüsün hepimizin hayatını değiştirmesinin üzerinden çok da uzun zaman geçmedi. Ocak 2020'de Bavyera'daki Webasto şirketinde ilk Alman vakası bildirilirken, Almanya'daki son korona kısıtlamaları 7 Nisan 2023'te kaldırıldı. Bu zor zamanların sonu aslında sadece 15 ay önceydi.
Wuhan'da korona testi: Koronavirüsün kökeninin Çin şehrinde olduğu söyleniyor. (Kaynak: imago-images-bilder)
Bu tarihi okuduğumda ben de biraz şok oldum. Benim için pandemi uzun zaman önce bitmiş gibi hissettirdi. O zamandan beri erteledim. O üç yıl geriye dönüp bakmayı bile düşünemeyecek kadar sıkıcı ve depresif hissettiriyor. O pandemi yıllarına dair anılarım da garip bir şekilde parçalı, belki de o dönemde hatırlamak istediğim çok az şey olduğu için.
Eğer siz de Korona dönemini düşünmekten çekiniyorsanız, sizi anlıyorum. Ancak bu dönemde çok kapsamlı ve çok zor kararlar almak zorunda kalan siyasetçiler için durum o kadar da kolay değil.
Hataların yapıldığına şüphe yok. O dönemde harekete geçenler bunu çoktan kabul ettiler, ancak bazıları oldukça temkinliydi: Sağlık Bakanı Karl Lauterbach “Spiegel”e çocuklara yönelik önlemlerin çok katı olduğunu ve kuralların çok geç kaldırıldığını itiraf etti. Selefinin Jens Spahn o zamanki İçişleri Bakanı bugün artık oyun alanlarını kapatmayacaklarını söyledi Horst Seehofer artık sokağa çıkma yasağı koymayın. Eski Şansölye Ofisi Bakanı Helge Braun Aşıların etkinliğini başlangıçta abarttıklarını söyledi.
Karl Lauterbach (SPD): Sağlık bakanı korona salgınında hatalar yaptığını kabul etti. (Kaynak: Christian Spicker/imago-images-bilder)
Diğer ülkeler çok daha ileride. İsveç'te bir komisyon, pandemi sırasında alınan önlemleri değerlendiren birkaç rapor sundu ve bunların sonuncusu Şubat 2022'de yayınlandı. Büyük Britanya'da, dönemin Başbakanı tarafından bir soruşturma komisyonu toplandı Boris Johnson Açıklamak zorunda kaldım.
Ancak Almanya'da sistematik bir incelemenin tam olarak nasıl olması gerektiği konusunda hâlâ bir mücadele var. Şansölye Olaf Scholz (SPD) yakın zamanda ARD yaz röportajında, birçok ortalama Alman'dan oluşan bir vatandaş konseyini desteklediğini söyledi. Öte yandan koalisyon ortakları FDP ve Yeşiller, böyle bir vatandaş konseyini tamamlayacak bir soruşturma komisyonundan bahsediyorlar: Milletvekilleri ve uzmanlar da orada görüşlerini bildirecekler.
Böyle bir soruşturma ne kadar somut görünürse görünsün, artık başlamasının zamanı geldi. Bu, o dönemde alınan ve temel hakları da kısıtlayan kapsamlı kararlar nedeniyle gereklidir. Ayrıca, böyle bir analiz, önlemler hakkında daha nesnel bir tartışmaya da yol açacaktır.
Sonuçta, bir sonraki salgının ne zaman bizi vuracağını kimse bilmiyor; bilim, er ya da geç bizi vuracağı konusunda hemfikir. Şu ana kadar bildiğimiz her şeye dayanarak, muhtemelen bir kuş gribi salgını olmayacak. Ancak yaklaşana hazırlıklı olmalıyız.
Annalena Baerbock: Dışişleri Bakanı, Yeşiller'in şansölye adaylığından vazgeçiyor. (Kaynak: Hannes P. Albert/dpa)
Washington'daki gün o ana kadar yeterince olaylı geçmişti zaten. Önce Ukrayna'ya F-16 savaş uçaklarının teslimatının başladığı duyuruldu. Daha sonra NATO zirvesinin nihai bildirisinde Ukrayna'nın ittifaka üyelik yolunun “geri döndürülemez” olduğu konusunda mutabakata varıldığı söylendi. Daha sonra Almanya'ya yeni ABD silah sistemlerinin konuşlandırılması planlandı: Bunlara 2.500 kilometreye kadar menzile sahip Tomahawk seyir füzeleri ve yeni hipersonik silahlar dahildi ve ittifak ayrıca Ukrayna için 40 milyar avroluk yeni askeri yardıma karar verdi.