Yenilmez
Active member
AfD üyeleri, korona aşıları ile son zamanlardaki yüksek ölü sayısı arasında bir bağlantı olduğunu iddia ediyor. Bir uzman yanılgıları açıklıyor.
Pazartesi günü, AfD meclis grubunun sağlık politikası sözcüsü Martin Sichert basın karşısına çıktı ve Ulusal Yasal Sağlık Sigortası Hekimleri Birliği’nden (KBV) alınan verilerin bir değerlendirmesini sundu. Buna göre, 2021’in ilk çeyreğinden itibaren, ölüm nedenleri “ani ölüm” ve “diğer kesin olmayan veya belirlenemeyen ölüm nedenleri” ve “semptomların başlamasından sonraki 24 saatten daha kısa süre içinde, aksi belirtilmedikçe ölüm” ile önemli ölçüde daha fazla ölüm oldu. belirtilmiş”.
Bundan, Sichert, artışın bundan kaynaklandığı göz ardı edilene kadar korona aşılarının askıya alınması talebini çıkardı. Ayrıca rakamların Paul Ehrlich Enstitüsü ve Robert Koch Enstitüsü tarafından değerlendirilmesi çağrısında bulundu.
“Nedensel bağlantı yok”
KBV hemen tepki gösterdi ve AfD’ye gönderilen veriler üzerinden Kovid 19 aşıları ile ölümler arasında herhangi bir nedensel bağlantı kurulamayacağını duyurdu. “KBV açısından bakıldığında, 2021’in I-IV. çeyreklerinde ve 2022’nin I. çeyreğinde gösterilen ölümlerdeki artış, büyük ölçüde pandemiyle ilişkili bir aşırı ölüm oranıdır.” Bu, ciddi hastalık biçimlerini ve hatta ölümü önlemek için etkili bir önlem olarak aşılamanın önemini bir kez daha vurgulamaktadır. “Aşı olmasaydı, aşırı ölüm oranı muhtemelen çok daha yüksek olurdu.”
Bir gün sonra, Twitter’da “aniden ve beklenmedik bir şekilde” hashtag’i trend oldu. Corona inkarcıları ve komploya inananlar, aşılama ile artan ölüm oranı arasındaki bağlantı hakkında kehanetlerde bulundular.
Ancak uzmanlar, sonuçların mantıksız olduğunu düşünüyor. t-online’da matematikçi Kristan Schneider bunun arkasındaki mantığı açıklıyor.
AfD’nin sözlü olarak tercüme ettiği Bay Schneider şöyle diyor: Aşılar ölümcül olabilir – ve böylece kötü mRNA aşılarının yeminli bir anlatısına hizmet ediyor. Bundan ne anlam çıkarıyorsun?
Christian Schneider: Bu elbette saçmalık ve nihayetinde Corona inkar sahnesinde seçmen aramaktan çekinmeyen partinin popülizminden kaynaklanıyor.
Ancak rakamlara bakıldığında 2021’in ilk çeyreğinden itibaren ölüm oranında ciddi bir artış olacağını gösteriyor. Biontech aşısı Aralık 2020’de onaylandı. Bağlantıyı buradan kurmak gerekiyor açıkçası.
Doğru, aşılar 2020 Aralık ayı sonunda onaylandı ve ardından Noel’den sonra bize ulaştı. Ama başlangıçta aşılar çok nadirdi ve aşılama tarihleri de öyleydi. Bu, 2021’e kadar geçerliydi. Bu nedenle, aşılar çok hızlı bir şekilde ölümcül olsa bile istatistiksel etki hiç gösterilemez.
Aşılama tarihlerinin neredeyse hiç olmadığı ve aşının az olduğu bir yerde, ölüm sayısındaki artışın nedeni aşılama olamaz. Ve 2021’in ilk çeyreğinde, özellikle çok az kişinin aşılandığı Ocak ayında, aşırı ölüm oranı yüksekti. Aşı kampanyasının hız kazandığı Şubat ve Mart aylarında ölüm oranı, elbette gizlenen pandemi öncesi yıllara göre daha düşüktü.
Kristen Schneider (Kaynak: Helmut Çekiç)
Kristan Schneider, Saksonya’daki Mittweida Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde matematik profesörüdür. Araştırma odağı, epidemiyolojik süreçlerin modellenmesidir.
KBV, artışı pandemiye bağlıyor …
Ve bu da makul. 2020’nin ikinci dalgasında, başlangıçta hafif bir sokağa çıkma yasağı vardı, ardından Aralık ortasından itibaren sert bir Noel sokağa çıkma yasağı geldi. Böylece keskinleştirilmesi gerektiğini görebiliyordunuz. Corona ile ciddi şekilde hastalanan insanlar ölene kadar birkaç hafta hastanede kalıyor. Rakamlar böyle söylüyor. 2021’deki aşırı ölüm oranı özellikle Corona dalgaları sırasında yüksekti!
Ve bugüne kadar hastanede kimin aşılı ya da aşısız olduğunu gerçekten bilmiyoruz.
Ne yazık ki, bu veri sızıntısı bugün hala elimizde, evet.
Bununla birlikte, nispeten yüksek aşılama oranlarına sahip olmamıza ve bazılarının dördüncü kez aşılanmış olmasına rağmen, aşırı ölüm oranı bugüne kadar devam ediyor.
Aşıların etkinliğinin yüksek olması yüzde 100 koruduğu anlamına gelmez. Hiçbir ilaç bunu yapamaz. Bu nedenle insanlar bir korona enfeksiyonundan sonra tekrar tekrar ölecek. Ayrıca, şiddetli Covid enfeksiyonları geçiren kişilerin genellikle ömür boyu yara izi kaldığını ve aylarca takip bakımına katlandığını unutmamalıyız. Bu kişiler ölürse istatistiklerde korona ölümü olarak görünmüyor. Bu nedenle sadece Covid’den akut olarak ölenlere bakmak yanlış; ayrıca dolaylı hasara da dikkat etmeliyiz.
Ancak aşırı ölüm oranı sadece korona ölümleriyle ilgili değil, değil mi?
Pazartesi günü, AfD meclis grubunun sağlık politikası sözcüsü Martin Sichert basın karşısına çıktı ve Ulusal Yasal Sağlık Sigortası Hekimleri Birliği’nden (KBV) alınan verilerin bir değerlendirmesini sundu. Buna göre, 2021’in ilk çeyreğinden itibaren, ölüm nedenleri “ani ölüm” ve “diğer kesin olmayan veya belirlenemeyen ölüm nedenleri” ve “semptomların başlamasından sonraki 24 saatten daha kısa süre içinde, aksi belirtilmedikçe ölüm” ile önemli ölçüde daha fazla ölüm oldu. belirtilmiş”.
Bundan, Sichert, artışın bundan kaynaklandığı göz ardı edilene kadar korona aşılarının askıya alınması talebini çıkardı. Ayrıca rakamların Paul Ehrlich Enstitüsü ve Robert Koch Enstitüsü tarafından değerlendirilmesi çağrısında bulundu.
“Nedensel bağlantı yok”
KBV hemen tepki gösterdi ve AfD’ye gönderilen veriler üzerinden Kovid 19 aşıları ile ölümler arasında herhangi bir nedensel bağlantı kurulamayacağını duyurdu. “KBV açısından bakıldığında, 2021’in I-IV. çeyreklerinde ve 2022’nin I. çeyreğinde gösterilen ölümlerdeki artış, büyük ölçüde pandemiyle ilişkili bir aşırı ölüm oranıdır.” Bu, ciddi hastalık biçimlerini ve hatta ölümü önlemek için etkili bir önlem olarak aşılamanın önemini bir kez daha vurgulamaktadır. “Aşı olmasaydı, aşırı ölüm oranı muhtemelen çok daha yüksek olurdu.”
Bir gün sonra, Twitter’da “aniden ve beklenmedik bir şekilde” hashtag’i trend oldu. Corona inkarcıları ve komploya inananlar, aşılama ile artan ölüm oranı arasındaki bağlantı hakkında kehanetlerde bulundular.
Ancak uzmanlar, sonuçların mantıksız olduğunu düşünüyor. t-online’da matematikçi Kristan Schneider bunun arkasındaki mantığı açıklıyor.
AfD’nin sözlü olarak tercüme ettiği Bay Schneider şöyle diyor: Aşılar ölümcül olabilir – ve böylece kötü mRNA aşılarının yeminli bir anlatısına hizmet ediyor. Bundan ne anlam çıkarıyorsun?
Christian Schneider: Bu elbette saçmalık ve nihayetinde Corona inkar sahnesinde seçmen aramaktan çekinmeyen partinin popülizminden kaynaklanıyor.
Ancak rakamlara bakıldığında 2021’in ilk çeyreğinden itibaren ölüm oranında ciddi bir artış olacağını gösteriyor. Biontech aşısı Aralık 2020’de onaylandı. Bağlantıyı buradan kurmak gerekiyor açıkçası.
Doğru, aşılar 2020 Aralık ayı sonunda onaylandı ve ardından Noel’den sonra bize ulaştı. Ama başlangıçta aşılar çok nadirdi ve aşılama tarihleri de öyleydi. Bu, 2021’e kadar geçerliydi. Bu nedenle, aşılar çok hızlı bir şekilde ölümcül olsa bile istatistiksel etki hiç gösterilemez.
Aşılama tarihlerinin neredeyse hiç olmadığı ve aşının az olduğu bir yerde, ölüm sayısındaki artışın nedeni aşılama olamaz. Ve 2021’in ilk çeyreğinde, özellikle çok az kişinin aşılandığı Ocak ayında, aşırı ölüm oranı yüksekti. Aşı kampanyasının hız kazandığı Şubat ve Mart aylarında ölüm oranı, elbette gizlenen pandemi öncesi yıllara göre daha düşüktü.
Kristen Schneider (Kaynak: Helmut Çekiç)
Kristan Schneider, Saksonya’daki Mittweida Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde matematik profesörüdür. Araştırma odağı, epidemiyolojik süreçlerin modellenmesidir.
KBV, artışı pandemiye bağlıyor …
Ve bu da makul. 2020’nin ikinci dalgasında, başlangıçta hafif bir sokağa çıkma yasağı vardı, ardından Aralık ortasından itibaren sert bir Noel sokağa çıkma yasağı geldi. Böylece keskinleştirilmesi gerektiğini görebiliyordunuz. Corona ile ciddi şekilde hastalanan insanlar ölene kadar birkaç hafta hastanede kalıyor. Rakamlar böyle söylüyor. 2021’deki aşırı ölüm oranı özellikle Corona dalgaları sırasında yüksekti!
Ve bugüne kadar hastanede kimin aşılı ya da aşısız olduğunu gerçekten bilmiyoruz.
Ne yazık ki, bu veri sızıntısı bugün hala elimizde, evet.
Bununla birlikte, nispeten yüksek aşılama oranlarına sahip olmamıza ve bazılarının dördüncü kez aşılanmış olmasına rağmen, aşırı ölüm oranı bugüne kadar devam ediyor.
Aşıların etkinliğinin yüksek olması yüzde 100 koruduğu anlamına gelmez. Hiçbir ilaç bunu yapamaz. Bu nedenle insanlar bir korona enfeksiyonundan sonra tekrar tekrar ölecek. Ayrıca, şiddetli Covid enfeksiyonları geçiren kişilerin genellikle ömür boyu yara izi kaldığını ve aylarca takip bakımına katlandığını unutmamalıyız. Bu kişiler ölürse istatistiklerde korona ölümü olarak görünmüyor. Bu nedenle sadece Covid’den akut olarak ölenlere bakmak yanlış; ayrıca dolaylı hasara da dikkat etmeliyiz.
Ancak aşırı ölüm oranı sadece korona ölümleriyle ilgili değil, değil mi?