Rusya uyuyan devi uyandırdı: Almanya Avrupa’nın en kuvvetli ordusunu kuruyor Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht, Almanya’nın Avrupa’nın önder askeri gücü olma amacını deklare etti.
Lambrecht, Alman Dış Bağlantılar Konseyi’nde yaptığı konuşmada, hazırlıkları devam eden Almanya’nın birinci Ulusal Güvenlik Stratejisinin ana çizgilerini anlatırken, dikkat cazibeli bildiriler verdi.
BBC Türkçe’den Değer Akal’ın haberine göre; Nazi periyodunun yol açtığı kuşkuların aşılması gerektiğini savunan Lambrecht, bugün Almanya’nın kuvvetli bir demokrasi olduğunu, Alman Silahlı Kuvvetleri Bundeswehr’in de güvenliği sağlayan merkezi bir aktör olarak görülmesi gerektiğini söylemiş oldu.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını kıymetli bir dönüm noktası (Zeitwende) olarak nitelendiren Lambrecht, Almanya’nın güvenlik bahislerini bir daha kıymetlendirmek durumunda olduğunu, Alman ordusunun ülkeyi ve müttefikleri savunabilecek biçimde güçlendirileceğini, bu sürecin hem de siyasi kültürde, orduya ve askeri hususlara bakışta bir değişim gerektirdiğini vurguladı.
ALMAN ORDUSUNA ‘MERKEZİ OTORİTE’ ROLÜ
Lambrecht’in Almanya’nın güvenlik siyasetlerine ait yeni yol haritası hakkındaki konuşmasında verdiği kıymetli bildiriler şöyleki:
Sosyal Demokrat Partili Lambrecht, gelecek kuşakların özgür bir ortamda, barış ve güvenlik ortasında yaşayabilmeleri için Almanya’nın acil bir rota değişikliğine gitmesi, Alman ordusunun da bu süreçte daha kuvvetli ve daha etkin hale getirilmesi gerektiğini söylemiş oldu.
Lambrecht, “Her şeyden değerlisi bizim, Almanya’nın, değişmesi gerektiğidir… Şunu açıkça söylememe müsaade verin: Bu değişimi sağlamazsak gelecekte inançta yaşamamız mümkün olmayacak” tabirlerini kullandı.
Alman Silahları Kuvvetleri’nin değeri ve tartısının artacağını kaydeden Lambrecht, Bundeswehr’in ülkenin varlığını koruyan, “merkezi bir güvenlik otoritesi” olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
NAZİ GEÇMİŞİNİN YOL AÇTIĞI KUŞKULARI AŞMA ÇABASI
Alman Savunma Bakanı konuşmasında, ülkenin Nazi geçmişi niçiniyle, orduya ve askeri bahislere hala kuşkuyla bakıldığını söylerken, bunun değişmesi gerektiğini savundu.
“Biz Almanların, Nasyonel Sosyalizm devrinde işlediğimiz hatalar daha sonrasında, Alman ordularının Avrupa’daki imha savaşı daha sonrasında, askeri olana kuşkuyla bakmayı bir fazilet haline getirmiş olmamız şaşırtan değil” diyen Lambrecht, bunların üzerinden yaklaşık 80 yıl geçtiğini, ortadan geçen müddette Almanya’nın ve Bundeswehr’in büyük bir dönüşüm geçirdiğine işaret etti.
Lambrecht, “Bundeswehr bugün, o periyot ile hiçbir ortak yanı olmayan bir ordu. Almanya, barışçıl maksatları olan, kuvvetli bir biçimde demokrasiye bağlı bir ülke. Silahlı kuvvetleri toplumun bir modülü. Özgürlükçü demokratik anayasal nizama yeminliler. Şu da epey değerli ve her seferinde altı çizilmesi gerekiyor: Bizim silahlı kuvvetlerimizde, şartsız itaat değil, vicdani bağlılık geçerlidir” halinde konuştu.
Savunma Bakanı, Almanya’nın 73 yıllık demokrasisi ve 67 yıllık demokratik silahlı kuvvetleriyle artık öbür bir ülke olduğunu ve özgüvenini de bir daha tesis ettiğini söylerken, günümüzde kuvvetli bir orduya, caydırıcılığa sahip olmanın da hiç olmadığı kadar büyük ehemmiyet taşıdığını anlattı.
Lambrecht, Alman Dış Bağlantılar Konseyi’nde yaptığı konuşmada, hazırlıkları devam eden Almanya’nın birinci Ulusal Güvenlik Stratejisinin ana çizgilerini anlatırken, dikkat cazibeli bildiriler verdi.
BBC Türkçe’den Değer Akal’ın haberine göre; Nazi periyodunun yol açtığı kuşkuların aşılması gerektiğini savunan Lambrecht, bugün Almanya’nın kuvvetli bir demokrasi olduğunu, Alman Silahlı Kuvvetleri Bundeswehr’in de güvenliği sağlayan merkezi bir aktör olarak görülmesi gerektiğini söylemiş oldu.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısını kıymetli bir dönüm noktası (Zeitwende) olarak nitelendiren Lambrecht, Almanya’nın güvenlik bahislerini bir daha kıymetlendirmek durumunda olduğunu, Alman ordusunun ülkeyi ve müttefikleri savunabilecek biçimde güçlendirileceğini, bu sürecin hem de siyasi kültürde, orduya ve askeri hususlara bakışta bir değişim gerektirdiğini vurguladı.
ALMAN ORDUSUNA ‘MERKEZİ OTORİTE’ ROLÜ
Lambrecht’in Almanya’nın güvenlik siyasetlerine ait yeni yol haritası hakkındaki konuşmasında verdiği kıymetli bildiriler şöyleki:
Sosyal Demokrat Partili Lambrecht, gelecek kuşakların özgür bir ortamda, barış ve güvenlik ortasında yaşayabilmeleri için Almanya’nın acil bir rota değişikliğine gitmesi, Alman ordusunun da bu süreçte daha kuvvetli ve daha etkin hale getirilmesi gerektiğini söylemiş oldu.
Lambrecht, “Her şeyden değerlisi bizim, Almanya’nın, değişmesi gerektiğidir… Şunu açıkça söylememe müsaade verin: Bu değişimi sağlamazsak gelecekte inançta yaşamamız mümkün olmayacak” tabirlerini kullandı.
Alman Silahları Kuvvetleri’nin değeri ve tartısının artacağını kaydeden Lambrecht, Bundeswehr’in ülkenin varlığını koruyan, “merkezi bir güvenlik otoritesi” olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
NAZİ GEÇMİŞİNİN YOL AÇTIĞI KUŞKULARI AŞMA ÇABASI
Alman Savunma Bakanı konuşmasında, ülkenin Nazi geçmişi niçiniyle, orduya ve askeri bahislere hala kuşkuyla bakıldığını söylerken, bunun değişmesi gerektiğini savundu.
“Biz Almanların, Nasyonel Sosyalizm devrinde işlediğimiz hatalar daha sonrasında, Alman ordularının Avrupa’daki imha savaşı daha sonrasında, askeri olana kuşkuyla bakmayı bir fazilet haline getirmiş olmamız şaşırtan değil” diyen Lambrecht, bunların üzerinden yaklaşık 80 yıl geçtiğini, ortadan geçen müddette Almanya’nın ve Bundeswehr’in büyük bir dönüşüm geçirdiğine işaret etti.
Lambrecht, “Bundeswehr bugün, o periyot ile hiçbir ortak yanı olmayan bir ordu. Almanya, barışçıl maksatları olan, kuvvetli bir biçimde demokrasiye bağlı bir ülke. Silahlı kuvvetleri toplumun bir modülü. Özgürlükçü demokratik anayasal nizama yeminliler. Şu da epey değerli ve her seferinde altı çizilmesi gerekiyor: Bizim silahlı kuvvetlerimizde, şartsız itaat değil, vicdani bağlılık geçerlidir” halinde konuştu.
Savunma Bakanı, Almanya’nın 73 yıllık demokrasisi ve 67 yıllık demokratik silahlı kuvvetleriyle artık öbür bir ülke olduğunu ve özgüvenini de bir daha tesis ettiğini söylerken, günümüzde kuvvetli bir orduya, caydırıcılığa sahip olmanın da hiç olmadığı kadar büyük ehemmiyet taşıdığını anlattı.