Yenilmez
Active member
Kiliseler, belediye başkanları, medya ya da işverenler: Saksonya'daki tüm kurumlar derin bir güven krizi içinde. Sadece yüzde 10'u “genel olarak partilere” güveniyor.
Pazar günü on binlerce Dresdenli sağa karşı sokağa çıkmadan önce sokaklarda farklı bir tablo ortaya çıktı. Aşırı sağcı “Kimlikçi Hareket” aktivistleri, Belediye Başkanı Dirk Hilbert'i hapishane kıyafetiyle gösteren ve “suçlu” yazan posterlerle kentte yürüdü. Aşırı bir azınlık görüşü: kişinin kendi belediye başkanına duyduğu güvensizlik neredeyse çoğunluk tarafından ifade edilebilir.
Saksonların yüzde 40'ı artık belediye veya şehir belediye başkanına pek güvenmiyor, yüzde 8'i ise hiç güvenmiyor. Geçen yıl Özgür Devlet'teki insanların üçte ikisi belediye başkanlarına güvendi. Bu, Salı günü Dresden'de sunulan mevcut “Saxony Monitor 2023″ün sonucudur. Temsili anket için Dimap'ten kanaat araştırmacıları 18 yaş ve üzeri 2.041 Saksonla görüşmeler gerçekleştirdi.
Tüm devlet, belediye ve diğer kurumlar bölge sakinlerinin güvenini kaybetmiş durumda. En büyük kaybı yüzde 21 ile federal hükümet, yüzde 20 ile Alman Federal Meclisi yaşadı. Saksonların yüzde 82'si trafik ışıkları koalisyonuna ya çok az güveniyor ya da hiç güvenmiyor. Bu, önceki ankete göre yüzde 26 daha fazla. Kişinin kendi işverenine olan güveni yüzde 18, kiliseye olan güveni ise yüzde 15 azaldı. “Genel olarak partiler” bir önceki yıla göre yüzde 12 daha az güveniyor.
Saksonya: Yüzde 18'e göre diktatörlük daha iyi bir yönetim biçimi olabilir
Yüzde 42'si, ulusal toplumu bir bütün olarak temsil edecek “tek, güçlü bir partiye” ihtiyaç olduğu ifadesine tamamen ya da kısmen katılıyor; bir yıl önce bu oran yüzde 36'ydı. Ankete katılanların yüzde 18'i (artı 6) “ulusal çıkarlar açısından diktatörlüğün belirli koşullar altında daha iyi bir yönetim biçimi olduğunu” doğruladı. Yüzde 81 (+10) ise çoğu siyasetçinin sadece seçmenin oyunu istediğini düşünüyor. Yüzde 45'i ifade özgürlüğü hakkını sorguluyor.
Toplumdaki belirli gruplara yönelik kırgınlıklar da artıyor. Yüzde 64 (+yüzde 24) Federal Cumhuriyetin yabancılar tarafından “tehlikeli derecede yabancı istilasına uğradığını” düşünüyor. Yüzde 25 (+21) oranıyla sığınma politikası ve “aşırı yabancı sızması” en büyük sorunlar olarak gösteriliyor. Dimap'e göre bu sonuç diğer federal eyaletlerin değerleriyle tutarlı.
Ankete katılanların neredeyse üçte ikisi (yüzde 64), Almanya'da işlerin adil olmaktan çok adaletsiz olduğunu düşünüyor; bu oran, son ankete göre yüzde yedi puan daha fazla. Yüzde 43'ü (-15) kendilerini “orta orta sınıf”, yüzde 37'si (+9) ise “alt orta sınıf” olarak görüyor. Almanya'da kişisel sosyal ilerleme şansı oldukça zayıf (yüzde 36) veya çok zayıf (yüzde 15) olarak değerlendiriliyor. Aynı zamanda yaklaşık dörtte üçü kendileri için sosyal gerileme riskinin düşük olduğunu düşünüyor.
Saksonlar ülkeleriyle gurur duyuyor
Bununla birlikte “Sachsen-Monitor” bazı noktalarda iyi ruh hali değerleri de gösteriyor. Yüzde 86'sı (-2), 1990'dan bu yana elde edilen başarılardan gurur duyulabileceğini düşünüyor. Yüzde 82'si Saksonya'nın pek çok batı Alman federal eyaletiyle aynı seviyede olduğunu düşünüyor. Yüzde 63'ü (-10) kendi gelecekleri konusunda oldukça iyimser; Özgür Saksonya Eyaleti'nde ise bu rakam hâlâ yüzde 55 (-8). Yüzde 72'si kendi ekonomik durumlarını çok iyi (8) veya oldukça iyi (64) olarak tanımlıyor.
Başbakan Michael Kretschmer (CDU) Salı günü “Saxony Monitor” sonuçlarının hükümeti duraklattığını itiraf etti. Sonuçları, önemli kurumlara karşı yıkıcı gücün ne kadar ilerlediğinin kanıtı olarak gördü. Sağduyulu bir politika, bir sonraki “Saksonya Monitörü”nde daha iyi değerlere yol açacaktır.
Kabinede demokrasiden de sorumlu olan Adalet Bakanı Katja Meier (Yeşiller) endişeliydi. Kamuoyu yoklaması yıllardır gözlemlenenleri anlatıyor. “Giderek daha fazla insan demokrasiye olan güvenini kaybediyor, popülist, ırkçı ve komplo teorisi görüşlerine yöneliyor ve antidemokratik güçleri destekliyor.” Aşırı sağcıların siyasi tonu belirlemesine izin verilmemeli. Yalnızca “net sınırlar ve net duyurular” buna karşı yardımcı olabilir.