Tezkiye görevi nedir ?

Defne

New member
Tezkiye Görevi: Bir Kalbin Arınma Hikâyesi

Selam dostlar 🌙

Bugün size farklı bir şey anlatmak istiyorum. Öyle kuru kuruya bilgi değil, yaşanmış gibi, içimize işleyen bir hikâye...

Konu “tezkiye görevi” ama ben onu sadece bir “görev” değil, insanın iç yolculuğu olarak gördüm.

Hadi gelin, birlikte bir hikâyenin içine dalalım. Belki sonunda hepimiz kendi içimizde bir “tezkiye” yaparız.

---

1️⃣ Köyde Başlayan Sessiz Bir Değişim

Bir zamanlar Anadolu’nun küçük bir köyünde, Hasan adında bir genç yaşardı.

Hasan, aklı pratik, elleri becerikli, çözüm odaklı bir adamdı. Köyde bir sorun mu çıktı, hemen çözüm bulurdu:

> “Su azaldıysa yeni bir kuyudan çekeriz, çit devrildiyse birlikte dikeriz.”

Ama bir şeyi çözmeyi hep erteliyordu: kendi kalbini.

Köyün diğer ucunda da Elif yaşardı. Elif, köyün öğretmeniydi. Sessiz, ama kalpleri okuyan bir kadındı. Her öğrencisine sadece bilgi değil, “hissetmeyi” öğretirdi.

Elif’in gözlerinde bir huzur vardı; insan onunla konuşunca sanki içindeki karanlık biraz aydınlanırdı.

Hasan ile Elif’in yolları, köyün camisinde bir gün kesişti.

İmam köy halkına yeni bir görevden bahsediyordu:

> “Köydeki mezarlık bakımı için bir tezkiye görevlisi lazım. Hem ellerle çalışacak, hem dualarla kalpleri temiz tutacak biri...”

Hasan hemen elini kaldırdı:

> “Ben yaparım hocam.”

> Elif ise gülümsedi:

> “Tezkiye sadece mezar taşını temizlemek değil Hasan Bey, kalpleri de arındırmaktır.”

---

2️⃣ Görev Başlıyor: Eller Çalışır, Kalpler Konuşur

Hasan işe koyuldu.

Her sabah erkenden mezarlığa gider, taşları siler, otları biçerdi. Ama her bir taşta bir hikâye görmeye başladı.

Bir mezarın başında yaşlı bir kadının adını okudu, “Sabır Ana.”

Bir başkasında “Ali Osman – Sevdiklerini affederek gitti” yazıyordu.

Elif de bazen yanına gelir, sessizce dua ederdi.

Bir gün Hasan, elinde fırçayla bir mezar taşını silerken sordu:

> “Elif öğretmenim, bu tezkiye tam olarak ne demek? Hani herkes diyor ama ben anlamadım.”

Elif gülümsedi:

> “Tezkiye, insanın nefsini temizlemesi demektir Hasan. Yani içindeki fazlalıkları, kibiri, kini silip yerine merhamet koymak.

> Sen taşları temizliyorsun ya… İnsan da kalbini öyle temizlemeli.”

Hasan düşündü. Ellerinde sabun köpüğü vardı ama içi birden ağırlaştı.

> “Yani ben sadece taş değil, kendi içimi de yıkamalıyım?”

> “Evet,” dedi Elif. “Yoksa o taşlar bir gün seni yansıtır.”

---

3️⃣ Erkeklerin Akıl Yolu, Kadınların Kalp Yolu

Hasan, o günden sonra her taşta kendini görmeye başladı.

Bir mezar taşında “Hırsına yenildi” yazıyordu.

Bir diğerinde “Gururu affetmeyi unutturdu.”

Her okuduğu kelimede sanki kendi geçmişiyle yüzleşti.

O sırada Elif, köydeki kadınlarla birlikte yeni bir “hizmet grubu” kurmuştu.

Onlar da kalpleri yıkıyordu ama sabırla, empatiyle.

Bir dul kadının evini temizliyor, bir çocuğun gözyaşını siliyorlardı.

Erkekler köyde plan yapıyordu: “Yolu genişletelim, kuyuyu derin kazalım.”

Kadınlar ise dua ediyordu: “Kalpler yumuşasın, gönüller birleşsin.”

İşte tezkiye görevi, iki kanatla yürüyordu:

Bir kanadı akıl, diğer kanadı kalp.

Ve bir kuş ancak ikisiyle uçabiliyordu. 🕊

---

4️⃣ Fırtına ve Farkındalık

Bir gün köyde büyük bir fırtına çıktı.

Yıllardır köyün mezarlığını koruyan dut ağacı devrildi.

Hasan koşarak mezarlığa gitti, ama ağacın altında kalmış küçük bir mezar taşı gördü.

Elif de ardından geldi. Yağmur yüzüne çarpıyordu ama o dua etmeye başladı:

> “Rabbim, hem toprağı hem kalbi arındır…”

Hasan ağacı kaldırmaya çalıştı ama gücü yetmedi.

O an anladı: Her şeyi kendi başına çözemezdi.

Yüzü çamur içinde Elif’e baktı:

> “Ben hep yaptım, ettim, çözdüm sandım ama kalbimi hiç temizlemedim.”

Elif yaklaştı, elini onun omzuna koydu:

> “İşte şimdi tezkiye görevine başladın.”

O an gökyüzü açıldı.

Yağmurun ardından güneş, mezarlığın taşlarını pırıl pırıl parlatıyordu.

Sanki sadece mezarlar değil, iki insanın içi de temizlenmişti.

---

5️⃣ Köyde Yeni Bir Başlangıç

Fırtınadan sonra köy değişti.

Hasan artık sadece işleri değil, insanları da onarıyordu.

Bir çocuğun bisikleti bozulunca, “önce moralini düzeltelim” diyordu.

Bir köylü borçtan şikâyet edince, “önce nefes al, sonra çözüm buluruz” diyordu.

Elif ise okulda çocuklara şu dersi verdi:

> “Temizlik sadece dışarıda değil, içeridedir.

> Kalbini temiz tut, çünkü oradan yayılan ışık her şeyi güzelleştirir.”

Bir gün imam, köy meydanında Hasan’ı çağırdı:

> “Oğlum, senin o yaptığın tezkiye görevi var ya... En çok kendine yapmışsın aslında.”

Hasan gülümsedi, Elif’e baktı.

> “Doğru hocam, meğer en zor temizlik kalpteymiş.”

---

6️⃣ Tezkiye: Bir İnsanlık Görevi

Şimdi düşünüyorum da dostlar…

Belki hepimiz birer tezkiye görevlisiyiz.

Kimimiz kırık kalpleri onarıyoruz, kimimiz öfkemizi törpülüyoruz.

Kimi zaman birine gülümsemek bile bir arınmadır.

Erkekler genelde “nasıl çözerim?” diye düşünür.

Kadınlar ise “nasıl hissederim?” diye…

Ama işte tezkiye, her ikisinin ortasında bir yerde durur:

Ne sadece akılla yapılır, ne sadece duyguyla.

İkisi birleşince insan olmanın özü ortaya çıkar.

---

7️⃣ Forumdaşlara Soruyorum: Sizin Tezkiye Hikâyeniz Ne?

Benim hikâyem bu, dostlar.

Ama merak ediyorum…

Siz hiç kendi kalbinizi yıkadığınızı hissettiniz mi?

Birini affedip hafiflediniz mi?

Ya da bir yanlışınızı fark edip sessizce dua ettiniz mi?

Belki sizin de içinizde bir “Hasan” vardır, dünyayı düzeltmeye çalışan…

Belki de bir “Elif”, kalpleri yumuşatan…

Yorumlarınızı bekliyorum.

Çünkü bazen bir hikâye anlatmak değil, bir kalbi hatırlatmak en büyük tezkiyedir. 💫
 
Üst