STRIF
Member
Dünyada milyonlarca insan her yıl mevsimsel grip aşısı oluyor. Mevcut aşıların muhafaza oranı ise yüzde 40 ila 60 oranında. Lakin artık Moderna biyoteknoloji firması yeni bir teknikle aşı geliştirmeye başladı. Şirket yaptığı açıklamada, birden çok grip suşunu amaç alan haberci RNA (mRNA) aşısı için insan denemelerine başladığını belirtti. Kelam konusu aşıya şirket, mRNA-1010 ismini verdiklerini de belirtti. Bu aşının fazlaca daha fazla muhafaza sağlayacağını bekliyorlar.
mRNA grip aşısı faz 1/2 denemeleri başladı
Moderna, aşıya karşı bağışıklık yansısının güvenliğini ve gücünü pahalandırmak için faz 1/2 denemelerine başladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde 180 yetişkin istekli üzerinde testler sürüyor. Moderna, COVID-19 aşısında da mRNA teknolojisini kullanmıştı. Koronavirüs aşısının yüzde 90’dan fazla tesirli olduğu bildirilmişti. Artık bu yeni aşı da tıpkı haberci ribonükleik (mRNA) teknolojisine dayanıyor. Deneme başarılı olursa, yeni kuşak daha kollayıcı grip aşılarına yol açabilir.
Kelam konusu mRNA-1010 isimli grip aşısı için takım en yaygın dört suşu gaye alıyor. Yani bu suşlara karşı tesirli olacak biçimde tasarladılar. Bunlar, A H1N1, H3N2, influenza B Yamagata ve influenza B Victoria suşları. Dünya Sıhhat Örgütü’ne göre, bu suşlar her yıl 3 ila 5 milyon şiddetli grip hadisesine niye oluyor. Bu da yılda 650 bin kadar grip kaynaklı teneffüs vefatıyla sonuçlanıyor.
Şirket, bu aşının klasik grip aşılarının mevcut yüzde 40 ila 60 aktiflik oranından daha kuvvetli olacağını umuyor. Mevcut grip aşılarının birçok, tavuk yumurtalarında yetiştirilen inaktive virüslere dayanmakta. Moderna CEO’su Stéphane Bancel açıklama yaptı. Bancel, “mRNA aşılarının avantajlarının birden çok virüse karşı muhafaza sağlamak için farklı antijenleri birleştirme ve influenza, SARS-CoV-2 ve RSV üzere teneffüs yolu virüslerinin evrimine süratle karşılık verme yeteneği olduğuna inanıyoruz.” dedi.
Moderna grip aşısı şirketin koronavirüs aşısının genomik teknikleri kullanılarak geliştiriliyor. Teknik, bir bağışıklık yansısını ve viral DNA modüllerini çoğaltmak için insan bedeninin kendi hücrelerini kullanarak çalışır. Bu sistem, virüsün tamamını (zayıflamış yahut ölü) değil, yalnızca genetik kodunun bir kısmını gerektiriyor. bu biçimdece mRNA aşıları, sıtma, TB (verem), hatta kanser dahil olmak üzere ölümcül hastalıkların tedavisinde uygulanabilir.
mRNA grip aşısı faz 1/2 denemeleri başladı
Moderna, aşıya karşı bağışıklık yansısının güvenliğini ve gücünü pahalandırmak için faz 1/2 denemelerine başladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde 180 yetişkin istekli üzerinde testler sürüyor. Moderna, COVID-19 aşısında da mRNA teknolojisini kullanmıştı. Koronavirüs aşısının yüzde 90’dan fazla tesirli olduğu bildirilmişti. Artık bu yeni aşı da tıpkı haberci ribonükleik (mRNA) teknolojisine dayanıyor. Deneme başarılı olursa, yeni kuşak daha kollayıcı grip aşılarına yol açabilir.
Kelam konusu mRNA-1010 isimli grip aşısı için takım en yaygın dört suşu gaye alıyor. Yani bu suşlara karşı tesirli olacak biçimde tasarladılar. Bunlar, A H1N1, H3N2, influenza B Yamagata ve influenza B Victoria suşları. Dünya Sıhhat Örgütü’ne göre, bu suşlar her yıl 3 ila 5 milyon şiddetli grip hadisesine niye oluyor. Bu da yılda 650 bin kadar grip kaynaklı teneffüs vefatıyla sonuçlanıyor.
Şirket, bu aşının klasik grip aşılarının mevcut yüzde 40 ila 60 aktiflik oranından daha kuvvetli olacağını umuyor. Mevcut grip aşılarının birçok, tavuk yumurtalarında yetiştirilen inaktive virüslere dayanmakta. Moderna CEO’su Stéphane Bancel açıklama yaptı. Bancel, “mRNA aşılarının avantajlarının birden çok virüse karşı muhafaza sağlamak için farklı antijenleri birleştirme ve influenza, SARS-CoV-2 ve RSV üzere teneffüs yolu virüslerinin evrimine süratle karşılık verme yeteneği olduğuna inanıyoruz.” dedi.
Moderna grip aşısı şirketin koronavirüs aşısının genomik teknikleri kullanılarak geliştiriliyor. Teknik, bir bağışıklık yansısını ve viral DNA modüllerini çoğaltmak için insan bedeninin kendi hücrelerini kullanarak çalışır. Bu sistem, virüsün tamamını (zayıflamış yahut ölü) değil, yalnızca genetik kodunun bir kısmını gerektiriyor. bu biçimdece mRNA aşıları, sıtma, TB (verem), hatta kanser dahil olmak üzere ölümcül hastalıkların tedavisinde uygulanabilir.