Samsung'un misyonu nedir ?

Emre

New member
Samsung’un Misyonu: Teknolojinin Ötesinde Bir İnsanlık Vizyonu

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün biraz farklı bir pencere açmak istiyorum: “Samsung’un misyonu nedir?” sorusunu sadece teknoloji, kâr ve inovasyon çerçevesinde değil; toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet ekseninde tartışalım. Çünkü teknoloji artık yalnızca cihaz üretmek değil, toplumun değerlerini şekillendirmekle de ilgili.

Ve eminim, forumdaki kadın ve erkek üyelerimizin bu konuda birbirinden farklı ama tamamlayıcı bakış açıları var. Hadi gelin, bu konuya birlikte ışık tutalım.

---

Klasik Tanım: Samsung’un Misyonu Nedir?

Resmî olarak Samsung’un misyonu;

> “Dünyayı ilhamla şekillendirmek, yenilikçi teknolojiler ve ürünler aracılığıyla insan yaşamını zenginleştirmek, daha iyi bir küresel toplum yaratmak.”

Yani ana fikir şu: teknoloji → ilham → yaşam kalitesi → küresel iyileşme zinciri.

Ama dikkat: burada “küresel toplum” vurgusu sadece ekonomik anlamda değil, kültürel ve insani bir boyut da taşıyor.

Samsung kendini sadece teknoloji devi değil, toplumsal dönüşüm aktörü olarak da konumlandırıyor.

Bu, bizi doğrudan şu soruya getiriyor:

> “Bir şirket, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve adalet konularında ne kadar sorumluluk almalı?”

---

Kadınların Bakışı: Empati, Toplumsal Etki ve Temsiliyet

Forumdaki kadın üyelerin genellikle altını çizdiği nokta şu olurdu:

> “Bir şirket sadece ürün üretmez, aynı zamanda değer üretir.”

Kadın bakış açısından Samsung’un misyonu, kadınların teknoloji alanındaki görünürlüğünü artırmak, fırsat eşitliği sağlamak ve çalışma kültüründe kapsayıcı bir ortam yaratmak gibi başlıklarla ölçülmeli.

Samsung’un son yıllarda uyguladığı bazı küresel politikalar bu açıdan dikkate değer:

- Kadın mühendis ve lider oranını artırmak için “Women in Samsung Electronics (WiSE)” programı,

- Anne çalışanlara yönelik esnek çalışma ve ebeveyn izni uygulamaları,

- Kadın girişimcileri destekleyen “Solve for Tomorrow” yarışmaları.

Kadın forumdaşlar bu tür adımları değerlendirirken genelde şöyle bir vurgu yapar:

> “Evet, iyi ama sürdürülebilir mi? Gerçek eşitlik, kadınların yönetim masasında da söz sahibi olmasıyla mümkün.”

Bu bakış açısı, empatiyle ve deneyimle yoğrulmuş bir sorgulama biçimi.

Çünkü mesele sadece vitrin değil, sistemin yapısal dönüşümü.

---

Erkeklerin Yaklaşımı: Analitik, Stratejik ve Uygulama Odaklı

Erkek forumdaşlar ise olaya genelde stratejik bir gözle bakar:

> “Tamam güzel, ama bu politikalar iş sonuçlarına nasıl yansıyor?”

Bu sorunun ardında, sosyal duyarlılıkla ekonomik verimliliği buluşturma arayışı var.

Erkek bakış açısı genellikle ölçülebilir metrikleri önemser:

- Çeşitliliğin inovasyona katkısı,

- Kadın liderlerin performans artışı üzerindeki etkisi,

- Eşitlik politikalarının marka algısına kazandırdığı güven faktörü.

Bir erkek forumdaş şöyle diyebilir:

> “Samsung’un misyonu, sadece toplumsal değil, stratejik zekâyla da şekilleniyor. Farklı bakış açıları inovasyonu tetikliyor, bu da sürdürülebilir rekabet avantajı yaratıyor.”

Yani erkek yaklaşımı genellikle “çözüm odaklı”, “veriyle destekli” ve “sonuç yönelimli”.

Kadın yaklaşımıyla birleştiğinde, ortaya dengeli bir tablo çıkıyor: duyarlılık + verimlilik = gerçek sürdürülebilirlik.

---

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Misyonun Kalbinde İnsan Var mı?

Samsung’un misyonu insana odaklı diyoruz, peki bu “insan” kim?

Teknoloji sektöründe hâlâ erkek egemen bir yapı var; özellikle Asya merkezli şirketlerde üst düzey pozisyonlarda kadın oranı düşük.

Bu yüzden “daha iyi bir küresel toplum” yaratma iddiası, cinsiyet temsiliyle de ölçülmeli.

Kadın forumdaş şöyle yorumlar:

> “Misyon metninde ‘insan yaşamı’ diyor ama kadınların, LGBTİ+ bireylerin veya engellilerin bu tanımın neresinde olduğu belli değil.”

Erkek forumdaş ise şunu ekleyebilir:

> “Bence burada şirketin niyeti önemli. Her ülkede farklı kültürel dinamikler var, Samsung bu geçişi zamana yayarak yönetiyor.”

İki bakış birleştiğinde şunu anlıyoruz: eşitlik bir hedef değil, sürekli bir süreç.

Samsung bu süreci ilerletmek için çabalıyor ama forumun genel hissi, hâlâ “tam olmadı ama doğru yolda” şeklinde.

---

Çeşitlilik: Sadece Kadın-Erkek Dengesi Değil, Farklı Düşüncelerin Gücü

Toplumsal cinsiyet eşitliği çeşitliliğin bir parçası ama tek boyutu değil.

Samsung’un inovasyon gücü, farklı kültürlerden, dillerden, bakışlardan gelen insanların ortak üretiminden doğuyor.

“Diversity & Inclusion” kavramı artık şirketin misyonunun merkezinde.

Kadın forumdaş bu konuyu şöyle yorumlayabilir:

> “Gerçek çeşitlilik, sadece farklı insanların varlığı değil, o insanların seslerinin duyulmasıdır.”

Erkek forumdaş buna ek yapar:

> “Katılıyorum, çünkü çeşitlilik ekiplerde bilişsel esneklik yaratır. Bu da daha yaratıcı çözümler demektir.”

Yani mesele temsil değil, etkin katılım.

Farklılıkların yönetildiği değil, kutlandığı bir kültür.

Ve bu, Samsung’un misyonundaki “dünyayı ilhamla şekillendirmek” ifadesinin ete kemiğe bürünmüş hali.

---

Sosyal Adalet: Teknolojinin Erişilebilirliği ve Etik Sorumluluk

Toplumsal adalet, sadece eşitlik değil, erişim hakkı meselesidir.

Samsung’un misyonu, teknolojiyi herkes için erişilebilir kılmakla ilgilidir.

Yani sadece en yeni telefonu üretmek değil, fırsat uçurumunu kapatmak da hedefleniyor.

Kadın forumdaşlar bu noktada duygusal bir bağ kurar:

> “Bir teknoloji markası, dezavantajlı bölgelerdeki genç kızlara ulaşabiliyorsa işte o zaman gerçekten ilham veriyordur.”

Erkek forumdaşlar ise projelerin kapsamını sorgular:

> “Güzel, ama sürdürülebilir modeller kurulmazsa bu tür sosyal girişimler uzun ömürlü olmaz.”

Bu tartışma aslında misyonun en canlı kısmını ortaya koyuyor:

Adalet, hem kalpten hem akıldan gelen bir eylem olmalı.

---

Forumdaşlara Düşündürücü Sorular

- Sizce bir teknoloji devinin “misyon” ifadesi gerçekten toplumsal dönüşüm yaratabilir mi, yoksa bu sadece iyi bir PR hamlesi mi?

- Kadın forumdaşlar: sizce teknoloji sektöründe gerçek eşitlik için neler eksik?

- Erkek forumdaşlar: toplumsal faydayı şirket stratejisine entegre etmenin en akıllıca yolu nedir?

- Samsung gibi devlerin sosyal sorumlulukları bireylerin hayatına dokunabiliyor mu, yoksa soyut mu kalıyor?

- Ve en önemlisi: “teknoloji insan içindir” cümlesini hangi eylemlerle somutlaştırabiliriz?

---

Sonuç: Misyon Bir Slogan Değil, Bir Duruş Olmalı

Samsung’un misyonu sadece cihaz üretmekten fazlasını vaat ediyor: insana, eşitliğe ve çeşitliliğe yatırım.

Kadınların empatik, toplumsal etkileri gözeten bakışıyla; erkeklerin stratejik, çözüm odaklı yaklaşımı birleştiğinde şunu görüyoruz:

Gerçek ilerleme, sadece teknolojiyle değil, değerlerle ölçülüyor.

Belki de bu forumdaki tartışma, Samsung’un misyonuna küçük bir katkı bile olabilir:

Çünkü konuşmak, sorgulamak ve farkındalık yaratmak — her teknolojiden daha dönüştürücü bir güçtür.

Peki forumdaşlar, sizce Samsung’un misyonu bugün bize gerçekten ilham veriyor mu, yoksa hâlâ bir pazarlama cümlesi olarak mı kalıyor?
 
Üst